Merhabalar,

Günümüzde paylaşımlı taşıtlara hızla artan talep aslında kazançlı bir işletme kurulabileceğini gösteriyor. Ancak işletmenin sahip olacağı taşıtların adedi ve cinsi, faaliyet bölgesinin demografik yapısı, fiyat ve pazarlama detayları kazançlı işletme için dikkat edilmesi gereken önemli kriterler olarak ortaya çıkıyor.

Dünyadaki uygulamalar, taşıt paylaşımından taşıt başına günde 25 $ gelir sağlanabildiğini gösteriyor. Bu konudaki analizler availcarsharing.com adresinde mevcut.

Ortalama olarak taşıt kiralama işinde kar marjı %5 ila %10 arasında değişebiliyor. Ülkeden ülkeye farketse de dünya ortalaması bu oranları teyit ediyor.

Taşıt paylaşımının dezavantajları olarak ise kullanıcıların planlı hareket etmedikleri için uygulamaları verimli kullanamıyor olmaları ve istedikleri an yakınlarında paylaşılacak taşıt bulamamaları öne çıkıyor. Her şeye rağmen araştırmalar taşıt kiralama işinin gelişeceğini gösteriyor. Öyle ki ABI Research; 2030 itibariyle 400 milyon kullanıcının taşıt paylaşımında aktif rol alacağını öngören bir rapor yayınladı. Zipcar ve Uber halen en büyük pazar payına sahip durumdalar ve taşıt paylaşımının popülaritesi giderek artıyor.

Günümüzde dünyanın en büyük taşıt paylaşım şirketi olarak Turo ismi öne çıkıyor. Şirket; kişiden kişiye taşıt paylaşımının pazaryeri olarak çalışıyor. ABD, Kanada, İngiltere ve Fransa’da 7.500 şehirde 161.000 taşıtın kişiden kişiye paylaşım ile kiralanmasını sağlıyor.

Taşıt paylaşımında hedef kitle olarak Z kuşağı tamamen öne çıkıyor. Bu kuşak, göreceli olarak daha az sürelerde taşıt kullanıyor ve taşıt sahibi olacak imkana da sahip değil. Olsa da bu eğilimi yok. O nedenle, istediği zaman ve istediği yerde kullanacağı taşıtı bulabilmesi onun için önemli oluyor.

Ancak, global pazarlarda yapılan taşıt paylaşım işinde son bir iki yıldır düşüş gözlemleniyor. Bu düşüşün iki karmaşık sorundan kaynaklandığını söylemek gerekiyor. Birincisi; global mobilite yapısında yaşanan oynaklık. Bunu BMW ve Mercedes markaları daha çok dile getiriyorlar. İkinci sorun ise özellikle Kuzey Amerika pazarında taşıt paylaşım faaliyetinin altyapı maliyetinde görülen artış. Yine de bu iki sorunun geçici olduğuna inanılıyor.

Aslında, taşıt paylaşımı ve sürüş paylaşımı kavramlarını sık sık birbiriyle karıştırabiliyoruz. Net ifade edecek olursak sürüş paylaşımını; aynı yöne gidecek insanların birbiriyle tanışıp birlikte seyahat etmeleri olarak tanımlamalıyız. Taşıt paylaşımı ise taşıt sahibinin kısa sürelerle taşıtını farklı bireylere belirli bir ücret karşılığında kullandırması olarak anlaşılmalı. Bilindiği gibi taşıt paylaşımı faaliyeti kişiden kişiye kiralama olarak ta yapılabiliyor. Yapılan araştırmalar, bu iş modelinin kişiler için daha kazançlı olduğunu ortaya koyuyor. Hem daha ucuz fiyatlar, hem de farklı model ve marka seçenekleri kullanıcılara daha cazip geliyor. Öte yandan taşıt sahibi de süreli olan bu iş modelinde ek gelir elde edebiliyor. Özellikle büyük kentlerde uygulanan fiyatlar, taşıt sahibinin taşıt kredisinin taksitlerini rahatça ödeyip ek kazanç sağlamasına imkan veriyor.

Ülkemizde henüz çok yaygın olmayan, ancak AB ülkelerinde ülkelerde giderek önemli iş hacmine ulaşan sürüş paylaşımının ekonomik olmasının yanında trafik yoğunluğunu ve park ihtiyacını azaltıcı yönleriyle toplumlardan tercih gördüğünü izliyoruz. Yıllık gelirini 72 milyon $ düzeyine çıkaran Bla Bla Car uygulaması buna en iyi örneklerden birisi.

Sonuç olarak, global rakamlarla bu yıl itibariyle 13 milyar $ ekonomik büyüklüğe ulaşan taşıt paylaşımının 63 milyon kayıtlı kullanıcıya ulaştığını ve hızla büyümeye devam edeceğini söyleyebiliriz.