Yıl 1963..
Gaziantep İslahiye ilçesindeyiz.
Rahmetli babam Mahmut Yaşar Bey o yıllarda Kaymakam olarak görev yapıyor.
Kaymakam Lojmanı şehrin batısında ve şehir merkezinden uzaktı o yıllarda..
İslahiye, Suriye sınırına çok yakın bir konumda olduğu için güvenlik açısından hassas bir ilçe.
Sık sık kaçakçılık faaliyeti oluyordu. Gece olduğunda sınır boyunda güvenlik güçleriyle kaçakçılar arasında çatışmaları duyardık.
Rahmetli babam sık sık İlçe Jandarma Komutanımız ile sınıra gider ve operasyonu birlikte yönetirlerdi.
Doğal olarak bir çok ihbar ve tehdit alırdık ailece. Her hareketimize dikkat eder, gerekmedikçe toplu mekanlara gitmezdik.
Annemiz en geç iki günde bir yatak odamızı değiştirerek olası bir suikasta karşı önlem almaya çalışıyordu..
Derken, birkaç hafta sonra bir gece yarısından sonra büyük bir gürültüyle yataklarımızdan fırladık.
Evimize dinamitle saldırı yapılmıştı. Hedef ailece bizlerdik. Dinamit atılan oda, annemizin bir gün önce değiştirdiği eski yatak odamız olduğu için bizler kurtulmuş olduk.. Penceresi demir parmaklıklı olduğu için, dinamit lokumları odanın pencere kenarına yerleştirilmiş.Orada patlayınca o gece boş olan o odaya hasar vermiş ama başka odada yatmakta olan bizlere çok şükür bir şey olmamıştı. Bir gece önce bu patlama olsaydı kim bilir belki de biz hayatta olmazdık.
Sonrası malum, polis ve jandarma ekipleri geldi, tahkikat başladı.Günlerce incelemeler yapıldı ve sonunda adalet tecelli etti ve failler yakalandı. Biz de ikiz kardeşler olarak hayatımızda ilk kez karakol ve mahkeme koridorlarıyla tanışmış olduk.
Hayata yeniden ailece merhaba dediğimiz o günleri hiç unutamam..